Her insanın hayatında bir sır veya gizli bir arzu vardır; bu, onun en mahrem yanı, özüdür. Sözcüklerin gücüne inanıyorsanız, ağzınızdan çıkan her kelimenin bir enerji taşıdığını ve gerçeğinizi şekillendirdiğini bilirsiniz. Dilimiz, düşündüğümüzden daha fazla etkileyicidir; hem DNA’mızı etkiler hem de şimdiki realitemizi yeniden biçimlendirmeye yardımcı olur. Bu nedenle doğruyu konuşmak ve dürüstlüğü ifade etmek, yaşamı anlamlı kılmanın ilk adımıdır.
Kendimi tanıma yolculuğumda, önyargılar ve yalanlardan sıyrıldım. Bu yolculuk bana, kendi hayatımın değerini fark ettirdi. Tıpkı senin ve herkesin yaşamının da en az benimki kadar değerli olduğunu anladım. Bu yüzden, dünyamı paylaşırken, senin dünyanda önce anlaşılmayı arzuluyorum. Birbirimizi anladığımızda, asıl yolculuğa başlayabiliriz. Sigmund Freud’un da dediği gibi: "Her insanın ardında bir hikaye vardır. Oldukları kişi olmalarının bir sebebi vardır."
Ben de, toplumun değer vermediği ve dışladığı bir gerçekliğin gölgesinde yaşıyorum: Genetik olarak gelen cinselliğim. Bu, tıpkı kızıl saçla veya dudağınızda bir benle doğmak kadar doğal bir durumdur. Erkeklerden hoşlanan bir erkek olarak doğmuş olmam, doğanın bir parçası. Joel Simkhai'nin dediği gibi, "Biz eşcinseller sadece normal bir hayat yaşamaya çalışıyoruz." Bu söz, eşcinsel bireylerin toplumda karşı karşıya kaldığı zorlukları en yalın haliyle özetliyor.
Kendimden kısaca bahsetmem gerekirse, 1982 doğumluyum, 184 cm boyunda ve 85 kilo, buğday tenli bir bireyim. Kayseri Belsin'de yaşıyorum. Zarif, özgün ve hayat doluyum; kendimi sürekli geliştirmeyi ve her konuda eğitmeyi seven biriyim. Kitap okumak, seyahat etmek ve eğlenmek benim için büyük bir tutku. Bu alanda profesyonel anlamda bir meslek icra etmiyorum. Ancak, 35 yaş üstü, eğitimli ve saygın, iri yarı, göbekli, ‘bear’ olarak bilinen beylerden hoşlanıyorum ve kendimi rahat hissettiğim kişilerle tanışmaktan memnuniyet duyarım.
Hayatımı, mantıklı kararlar ve gizliliğe dayalı prensipler doğrultusunda sürdürüyorum. Dostluk ve güven üzerine kurulu, uzun vadeli bir ilişki arayışındayım. İlişkilerimde cinsellik tek odak değil; asıl önemli olan, kaliteli zaman geçirip, keyifli ve eğlenceli anlar paylaşmak. Seyahati sevdiğim için, güven temelli ilişkilerde farklı destinasyonlara yolculuk planları da yapıyorum.
Hayat, en çok değer verdiğimiz şeylerle anlam bulur. Mevlana’nın sözleri de bu gerçeği yansıtır: "Neyi arıyorsan, sen osun." İnsan olarak, kim olduğumuzu, neden yaşadığımızı bilmek; sevmek, sevilmek ve ilgi görmek en temel ihtiyaçlarımızdır. Bu yolda, seçtiğimiz eş ve iş, hayatımızın en önemli kararlarıdır. Yaşam, bize verilen en büyük nimettir ve onurlu bir şekilde sonuna kadar korunması gereken kıymetli bir emanettir.
Sosyal medyada tanıştığım insanlarla mesajlaştığımda, onların kendilerini nasıl tanıttıklarına değil, kim olduklarını anlamaya çalışıyorum. Gerçek kimlikleri ve hayata kattıkları anlam benim için en önemli şey. Samimiyet ve dürüstlük, sağlam ve anlamlı ilişkilerin temelidir. Kendimizi olduğumuz gibi sunarak, sağlıklı ve uzun süreli bağlar kurabiliriz.
Derek'in dediği gibi: "Bir yazıyı alıntıyla bitirmek iyidir, çünkü birileri zaten söyleyeceğini en iyi şekilde söylemiştir." Bu yazıyı Abraham Lincoln’un bir sözüyle bitirmek istiyorum:
"Biz düşman değiliz dostuz. Düşman olmamalıyız. Hırslarımız zorlayabilir ama yürek bağlarımızı koparamaz. Hafızamızın gizemli yolları tekrar aşıldığında canlanacak ve tabiatımızın iyi yönlerinin yanında olacaktır."